Misk Kedisi’nin Dışkısından Elde Edilen Kahve | Eğlence

Merhaba,
yeşil bir bitki olan çayı, toplayıp, kurutup, sıcak suda demleyip içmek ilk nasıl ortaya çıkmıştır veya buğdayı ezip toz haline getirip suyla ıslatıp fırında pişirip ekmek yapmayı keşfetmek nasıl bir hayal gücü gerektirir zaman zaman düşünmüşümdür.
Ama geçen okuduğum bir haber beni bunlardan daha fazla düşündürdü.
https://www.ntv.com.tr/
Endonezya’da kilosu 300 dolar ila 1000 dolar arasında satışa sunulan Luwak kahvesi, kahve meyvesini yiyen misk kedisinin dışkısından elde ediliyor.
İstatistik Bilimi’ne de saygısı olan bir insanım.
Bu haberi okuyunca şunları düşündüm:

  • Kedinin bu kahvenin meyvesini yemesi belirli bir olasılık gerektirir.
  • Bunu yedikten sonra muhtemelen hazmedemiyor, bu da bir katsayı desek.
  • Kedinin dışkısında bunu farkeden bir insanın olması gerekecek, bunu da ekleyelim.
  • Dışkıdaki bu çekirdeği farkedip bunu güzelce temizlemek de bir iş.
  • Temizledikten sonra bunu öğütüp pişirmek de son hamle.

Şimdi bütün bu ihtimallerin/işlerin bir araya gelmesi sonucunda ortaya bir kahve çıkıyor.
İstatistiksel olarak; yolda yürürken, Afrika’dan Belçika’daki hayvanat bahçesine gergedan taşıyan bir kargo uçağının kapısının arızalanıp, gergedanlardan birinin yolda yürürken kafanıza düşmesi ile aynı ihtimal belki de…
Bir de bu dünyanın en lezzetli kahvesi oluyor. Kime göre tabi orası da ayrı.
Temel sorum şu: Bir insan bunu neden yapar?
Diyelim ki, dünyanın en lezzetli kahvesi, onu da tatmasak ne kaybederiz?
Hani bir laf var: Her kuşu tuttuk da bir leylek mi kaldı? O hesap, Allah’ın bir sürü nimeti var onları bitirdik, bir tek bu mu kaldı?..

Selamlar.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *