Cem Yılmaz Gösterilerinden Seçmeler…. | Eğlence
Sanatçı Evi:
Ben ev aldım, tam ev diyemeyiz, şato diyelim. Ben yalnız yaşayan biriyim kizlara sor. Her 27 dakikada bir yalniz yasarim. Ev guzel de bir ev ha sanatci evi. Dubleks. Bayagi sanatci evi diye bir kavram vardir, dublekstir. Git bir istatistik yap hepsinde dublekstir. Borc harc da olsa dublekstir. Ben oyle bir gorgusuzluk yapmadim. Tripleks aldim, kestirdim. Guzel bir ev dedim ya iste esya falan aldim 11 cek-yat. Hatta bazen milli takim geliyo kalmaya.
Usta:
Bir gün eve usta geldi kardeşim, musluk tamir edecek, evde 800 tane musluk var. Ev biraz büyük. Kusura bakmayın. Sanatçı evi dedik ya Allah Allah. 2 dönüm, yani 2 kere dönebiliyosun manasında. 800 tane musluk var, 800 tanede usta çağırdım ki çabuk bitsin. Ama ev büyük ya ustalar birbirlerini göremiyorlar. Hatta ben eve girdim hiç ustaya denk gelmedim. Şaka yapıyorum şaka, sizin istediğiniz olsun, ev küçük, ben varım, usta var, musluk var. Hatta usta çıkmadan musluk açılmıyo o derece. Baktım usta cebelleşiyo konuşayım dedim ustayla. Biliyorum ustaca, dedim napıyosun usta, aaa ben sizi tanıdım dedi. Ya ben babamın oğluyum, bi de ev hali yatak kostümüyle dolaşıyorum ki ben çıplak yatarım. Tanıdım deyince dedim noluyo lan bu kadar mi meşhur olduk anasını satayım. Dedim kimim lan ben. İner misin çıkar misin değil mi abi dedi bana ya! Yıllarca okullarda oku, karikatürler çiz, sahneye çık 1500 kez. İner misin sabaha mı bırakırsın. Dedim anam ikisini de yapmam yüklü miktar para verdim ki başka bir kıtada yaşasın diye, bir daha denk gelmeyelim diye.
Deprem Habercisi:
Ahmet Mete Işıkara diye bir adam çıktı dinledik hepimiz aman artçı rihter evet… Ama ne kadar dinledik 2 ay. 2 ay yetti. Ondan sonra adamı seksi erkek falan seçtik. Noldu o bilimsel kimlik? Perişan oldu. O adam şimdi ne söylese kim inanır ki? Deprem geliyooo.. Hadi ordan seksi hahahaha gitti adam hadi jartiyerin gözüküyor.
Okulda Dayak:
Okul bana göre değildi ya. Konuşanları tahtaya yazıp dövüyolardı ya. Şimdi millet bilet alıyo ben konuşayım diye. Konuşanlar Cem Yılmaz bir sürü çarpı. Hoca gelip dövüyor. Şimdi git bak sıradadır.
Eğitici Kollar:
İlkokulda eğitici kollar vardı hani, hava gözlem kolu, sanırsın ki o derste kopernik geliyo. Halbuki ne biliyo musun? Hava güneşli ha çarpı. işaretliyosun, yüzeysel.
Uzay Bilimcisi:
Bir 3. sınıfa giden çocuğa sordum, ne olacaksın büyüyünce diye, çocuk uzay bilimcisi dedi. Zavallının realistik mesleklerden ümidi kalmamış. Manavcı gibi birşey. Bu memlekette mi dedim evet dedi. Dedim sen şimdiden zıplamaya başla anca aya gidersin.
Nükleer Atik:
Bir tane nükleer atık geldi, böyle paspaslarla itiyorlardı ya. Lo kaçın lo diyorlardı ya. Radyasyondan koşarak kaçan adam var bu memlekette ya. Yani herif elektrondan hızlı koşuyo. Bu adam senle benle ayni oksijeni yakıyo ya.
Amerika’da Show:
Ben Amerika’da bir üniversitede sahneye çıktım. Çok akıllı bir kitleydi. Böle leb demeden Çorum’la ilgili herşeyi anlatıyolar. Hatta ben böle durdum çok komik abi hadi in dediler…
Okuma Fişleri:
Eskiden var mıydı okuma fişleri teyzeciğim? Sizin zamanınızda. yookk.. Herhalde tablet halindeydi o zamanlar. İlk fişleri bilirler herhalde. Soğu yer kabuğu soğu gibi.
Havuz Problemi:
Havuz problemi kaçta başlıyo hocam? Üçte. İşte o andan itibaren çocuktan yaz aylarında hiç performans bekleme. Havuz problemi. Ben 26 yaşıma geldim daha havuzun içine girilip de keyif yapılan bir şey olduğunu yeni öğrendim. Ben onu hep böyle problem çıkaran bir şey sanıyodum, ya insanin bir havuzla ne problemi olabilir ki? Havuzun ya içine girersin ya da uzaktan işersin. Çocuk bütün sene problemleri çözmüş şimdi havuza girmiyo. Berkant girsene yavrum. Olmaz, problem çıkabilir.
Yaşlı Teyze:
Teyze yaslısın dedim, ben yaşlı değilim dedi ya. Ya yaşlısın işte. Daha teyze doğduğu zaman yer kabuğu soğumamış. Oranın ilk teyzelerinden. Homo erectus teyze. O zaten oradaymış tiyatroyu onun üzerine yapmışlar. Niye yaşlı değilim diyosun?????
Mühendis Olmak İsteyen Çocuk:
Bir öğrenciye sordum Çapa Tıp Fakültesi ilk tercihin miydi diye hayır dedi. 1.tercihim inşaat mühendisliğiydi dedi. Şimdi o çocuk ne olacak, aklında hep inşaat mühendisliği ameliyat yapacak. Adamı ameliyat ederken dökün çimentoyu falan diycek ya bööle olur mu?
Optik Form:
Optik formlarda uyarı vardır. Dışına taşırmayın diye. Lan sıçmıyoruz ki. Ya onu dolduramayacaksam okumayayım yani. Ben sınavda öyle heyecanlandım ki optik formun dışını doldurdum içini boş bıraktım.
HERKES yanacak dediğim bir kişi hariç. O da Fedon. Çünkü Fedon daha yanamaz. Fedon artık limitte onu direk cennete alacaklar.
TÜRK Hava Kurumu bizim memleketin en iyi çalışan kurumu. Kurban derisini veriyorsun ondan uçak yapıyor. Artik nasıl katlıyorsa. Bi de tuzlarsan F-16 oluyor diye bir geyik var ama yalan olmasın.
ASKERDE seni mesleğinle yönlendirirler. Terzisin terzi yaparlar. Atom mühendisiysen gazinoda televizyondan sorumlu olursun. Şahsına santral kuracak değil ya…
GENÇLİĞİN bir lafı vardır, ‘En verimli çağımda askere aldılar’ Sanki herifi soğuk füzyonu bulurken götürdüler. Bunu söylediği zaman komik durum oluyor. Ama günde sekiz saat antrenman yapması gereken baleti 8 ay botla gezdirirsen Kuğu Golü’nden manda bokuna transfer olur.
EN verimli çağımda askere aldılar. Ne yapıyordun ki? Verimli verimli evde oturuyordum. Ulan ben para basıyordum beni aldılar askere.
NİYE bedelli yapmadın diyorlar. 15 bin mark veriyordun 28 gün yapıyordun. Ben hiç para vermeden 550 gün yaptım. Bir de orada olanı biteni anlatıyorum senede 2 milyon dolar kazanıyorum. 28 günlük birikiminle single çıkaramazsın.
300 erkek yan yana yatıyorsun abi. Kalabalık bir erkek topluluğu demek, başka bir organizma demek abi. Kadın olmasa bok içinde yüzeriz. Kadın kendine özenmen için sebeptir. Deodorant mi at gitsin. Konyalı arkadaşına koksan ne olur ya. Ayaklarını haftada bir mi yıkıyorsun. Ayda bir yıka. Kim senin mantar yetiştirmene birşey diyebilir. Askerliği yapmış olan o kokuyu bilir.
KÜFÜR konusunda ben muzdarip bir insanım. Bu konuda bir çifte standart var. Vizontele’de ben bir adamı canlandırdım. Yazıldığı haliyle bir orospu çocuğu. O adamı başka türlü canlandırmanın imkanı yok. Bizim eski filmlerimizde falan küfür yoktur. Trajedi yaşanır, adamın karısına, kızına tecavüz, bir de köyü yakarlar. Bizim filmin kahramanı finalde gelir, ‘Alçaklaaar’. Yani hiçbir caydırıcılığı olmayan.
BİR eroin kaçakçısının hayatını yapıyor herif. Böyle konuşuyor: Mal geldi mi? Geldi efendim. Fakat, filhakika malımız kantara girdi. Olur mu lan böyle. Bu adamlar böyle konuşmuyor ki. Mal geldi mi? Geldi amına koyum. Malın anasını siktiler.
DENİZ Harp Okulu’nun kuruluş yıldönümünde sahneye çıkıyorum. İlk mezunlar da gelmiş. Nasıl bir yaş ortalaması anlatamam. İlk 20 dakika eski Türkçe anlattım. Filhakika, buna mukabil bir sonraki latifede buluşmak üzere. Benden sonra Ajda Pekkan vardı, şöyle sundum: Yeni yetenek Ajda Pekkan. Abicim sıfır reaksiyon. Herkes onaylıyor. ‘Bu kız çok tutacak’ diyorlar.
Al kadehi ver al… Lider taklidi yaptım durduk yerde. Eskiden lider taklidi vardı. Simdi çok zor. Ecevit taklidi yapayım desen, iki kişi koluna girecek. Amma zor iş.
14 Mart Tıp Bayramı’nda doktor arkadaşlarla sohbet ediyoruz. Bizde sperm bankası var mı diye sordum. Yok dediler. Dedim isabet. İçinde banka lafı geçtiği için biri hortumlar rezillik olur.
REENKARNASYONA inananlar var. Yok öyle bir şey. Hep şöyle yapıyorlar. ‘Önceki hayatımda Rus Çariçesiydim’ Hiç orospu olan yok. Hiç duyuyor musunuz, ‘Önceki hayatımda taksi şoförüydüm’. Herkes kral…